Duyu Bütünleme

  • Duyumlar yoluyla alınan bilginin işlenmesindeki, mükemmelleştirilmesindeki yetersizliktir. Disfonksiyon santral sinir sisteminde yani bunun da başı olan beyinde meydana gelir. Kolaylıkla üstesinden gelinebilecek acil bir sorun meydana geldiğinde, beyin duyusal mesajları analiz edemez, organize edemez ve mesajlar arasında bağlantı kuramaz, mesajları bütünleyemez.
  • DBD sonucu çocuk duyusal bilgiye anlamlı ve tutarlı davranarak cevap veremez. Aynı zamanda duyusal bilgiyi istediği şeyi yapmak üzere planlamak ve organize etmek için kullanmakta zorluk çeker. Dolayısı ile öğrenmesi de zorlaşır.
  • Duyu bütünleme hassasiyeti, CP, otizm, down sendromu,dikkat eksikliği, öğrenme güçlükleri ve diğer nörolojik durumlar gösteren çocuklarda ve bireylerde görülebileceği gibi normal gelişim gösteren bireylerde de olabilir.
  • Ancak burada önemli olan bu hassasiyetler günlük yaşantımızı, okul-iş performansımızı, başarımızı, içsel mutluluğumuzu, insani ilişkilerimizi yada duygu durumlarımızı ne kadar etkiliyor ne kadar engelliyor buna bakıyoruz. Zira hepimiz bu hassasiyetlere kompanse edici stratejiler geliştiriyoruz.
  • Duyu bütünleme bozukluğu olan bir çocukta çevresindeki uyaranlara uygun cevap oluşturamadığı ve asıl sorunun ne olduğunu ifade edemediği için bizim problem davranış dediğimiz kendilerince stratejik davranışları sergilemeye başlar. Bu davranış yerleşmiş bir problem davranış olabilir, ancak çocuğun onu yapmasına sebep olan duyusal bir problemi de olabilir.
  • Mesela; vücut farkındalığı ve vestibüler sistem bozukluğu olan çocuklar kendilerini ortam içinde hissedemediklerinde yada ne yapacaklarını anlamlandıramadıklarında ilk yaptıkları şeyler elini ağzına götürmek, ısırmak, kafaya sağa sola vurmak yada amaçsız bir şekilde sağa sola koşmaktır.
  • DBD olan çocuk bir ortamda disorganize olduysa yani onu rahatsız eden duyusal bir problemi varsa 3 şekilde cevap verir.
  • kaçar
  • savaşır.
  • donar
  • Çocuk kendisini rahatsız eden uyaranı savaşarak durdurmaya çalışabilir. Durduramıyorsa kaçarak azaltmak ister yada hiç bir şey yapmaz donup kalır. Böylece karşımıza problem davranışlı çocuklar olarak çıkarlar.

MESELA;

  • Okumanın ön koşulu düz çizgiyi takip etmektir. Bu da vestibüler sistemin okulomotor kaslarda kontrolünü gerektirir. Vestibüler sistem hassasiyeti olan bir çocuk okumakta güçlük çekebilir. Görme problemi yoktur ancak yazıları net göremiyordur.
  • Çocuğun vücut farkındalığı ne kadar gelişirse ince motor becerileri de o kadar gelişir. Pramitte gördüğümüz gibi..
  • Ağır mental retarde yada otizmli çocuklarda nasırlaşmış eller görürüz. Kafayı sürekli bir yerlere vurmaları vs.. Ağrının doğru işlemlenmediğini taktil ve vücut farkındalığı sistemlerinin gelişmediğini gösterir. Ağrı onların kendilerini uyanık tutmak yada regüle etmek için kullandıkları bir iştir.
  • Otizmli çocukların gözleriyle en dip köşelere bakması.. Alan içi farkındalıklarını artırmak için yaptıkları proprioseptif bir iştir.
  • Sürekli birşeyler yeme içme yada elinde bişeyler tutma ihtiyacı çocukların self regülatör stratejileridir.
  • El göz koordinasyonu.. Uygun göz kaslarının kontrolü ve uygun kavramayı gerektirir. Çizgiyi takip etmenin yazı yazmanın temeli.. Vestibüler sistemin proprioseptif sistemle iyi çalışmadığını gösterir.
  • Eğer beyin algılama, bütünleme, hatırlama, motor plan yapma kapasitesini geliştirirse beceri öğrenmeye dönüşür..

Piramitte gördüğümüz gibi duyusal uyaranları almak en alt basamakta yer alıyor. Uyaranları uygun ve doğru almak doğru postural güvenliğin oluşmasına ve motor planlamanın gelişmesine; onlar da doğru vücut imajının gelişmesine ; doğru vücut imajı doğru el-göz koordinasyonuna; o da işitme konuşma becerisinin ve dikkatin uygun gelişmesine ve en son bütün bunlar davranış, günlük yaşam aktiviteleri ve akademik öğrenmenin gelişmesine sebep oluyor. Yani her basamak bir üst basamağı şekillendiriyor. Duyu bütünleme sürecinde en alt basamaktan başlanarak uygun gelişimlerin olması böylece en üstteki becerilerin en iyi hale getirilmesi hedeflenir.